Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe, “Dünya AIDS Günü” kapsamında Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun iş birliğinde düzenlenen etkinlikte katılımcılara hitap etti.

Bakan Yardımcısı Meşe, “Dünya AIDS Günü” programı münasebetiyle yaptığı konuşmada, hastalığın bugün küresel ölçekte önemli bir boyuta ulaştığını belirterek, Birleşmiş Milletler (BM) HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) 2019 yılı raporuna göre; dünyada HIV epidemisinin başlangıcından bu yana 74.9 milyon kişinin HIV ile enfekte olduğunu, 32 milyon kişinin ise AIDS ile ilişkili hastalıklar nedeni ile hayatını kaybettiğini belirtti.

HIV 8 yılda 7 kat arttı

Türkiye’nin HIV açısından az sıklıkta görülen ülkeler arasında yer aldığını ancak son yıllarda vaka sayılarında artış izlendiğini vurgulayan Meşe, şöyle konuştu:

“Ülkemizde 2010 yılında HIV pozitif kişi sayısı 539 iken, 2018 yılında bu sayı yedi kat artış göstererek 3719 olmuştur. Ülkemizde, ilk vakanın görüldüğü 1985 yılından 10 Kasım 2019 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 22,345 HIV(+) kişi ve 1864 AIDS vakası mevcuttur. Vakaların % 80’i erkek, % 20’si kadın olup; % 15,5’i yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu ise 25-29 ve 30-34 yaş grubudur, yani bireylerin en üretken olduğu yaş grubudur.”

Önemli bir halk sağlığı sorunu boyutuna ulaşan HIV/AIDS epidemisinin önemine işaret eden Meşe, “Morbidite, mortalite, ayırımcılık, insan hakları, işgücü, istihdam, ekonomi ve hukuk başta olmak üzere çok çeşitli konularda toplumsal yansımaları ve sonuçları olan ve bütüncül bir yaklaşım gerektiren ciddi bir meseledir” ifadelerini kullandı.

Bakan Yardımcısı Meşe, HIV/AIDS konusunda önleme ve etkin tedaviye erişim programlarını içeren küresel çabaların umut verici gelişmelere neden olduğunu söyledi.

Meşe, Türkiye’de ise kan yolu ile hastalığın bulaşmasını önlemek için 1986’dan itibaren kan ve kan ürünlerinin HIV yönünden test edildiğini, 1987’den beri organ ve doku nakilleri öncesinde de gerekli testlerin yapıldığını anlattı.

HIV pozitif kişilerin düzenli takip ve tedavisinin yapılarak tedavi sürekliliğinin sağlanması ve HIV pozitif gebelerin takip edilmesi amaçlarına yönelik Elektronik HIV/AIDS Bilgi Sistemi oluşturulduğunu söyleyen Meşe, bu kapsamda verilerin daha güvenilir şekilde toplandığını ve doğrulama sürecinin kısaltılarak vakalara zamanında müdahale edilebildiğini bildirdi.

“Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezi sayılarını artıracağız” 

HIV ile yaşayan kişilerin tedaviye kolay ve kesintisiz ulaşmasının sağlanması, sosyal destek, bakım olanaklarının iyileştirilmesi ve yaşam kalitelerinin arttırılması için de sağlık hizmeti sunumunda gerekli düzenlemelerin yapıldığını aktaran Meşe, sözlerine şöyle devam etti:

“Ülkemizde, tanı konan ve bildirimi yapılan tüm hastaların tedavi ve bakım hizmetlerine ulaşmalarını sağlayan Genel Sağlık Sigortası (GSS) uygulaması pek çok ülkeye örnek oluşturabilecek bir uygulamadır ve ilaca erişimde sorun yaşanmamaktadır. HIV pozitif kişi GSS kapsamında takip ve tedaviye alınmaktadır. HIV-AIDS açısından hassas grupları, korunma ve bulaşma yolları hakkında bilgilendirmek, ücretsiz ve gizlilik esasları içerisinde HIV test hizmeti sunmak, test öncesi ve sonrasında danışmanlık hizmeti vermek, tedavi için doğru merkeze yönlendirmek için Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri kurulmaktadır. Bu merkezlerin sayılarının artırılması stratejilerimiz arasında yer almaktadır.”

Bakan Yardımcısı Meşe, ayrıca HIV/AIDS konusunda ulusal uygulamalara bilimsel danışmanlık yapmak, mevzuat çalışmalarına destek vermek, ilgili dokümanların hazırlanmasını sağlamak, olası ihtiyaçları öngörerek küresel sorumluluklara hazırlık yapılmasında rol almak amacıyla 2019 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde HIV/AIDS Danışma Kurulu oluşturulduğunu da sözlerine ekledi.